Kefir nedir?
Kefir Kafkasya'da yaşayan insanların sıklıkla kullandıkları sütün mayalandırılmasıyla elde edilen bir süt ürünüdür. Son yıllarda Avrupa ve Amerika'da yapılmaya başlanmış ve ülkemizde de son zamanlarda bazı firmalar tarafından üretilerek piyasaya sürülmüştür: Tarihi geçmişi olan bir süt içeceğidir.
Kefir, kefir taneleri (beyaz peynir yapılırken oluşan tanelere de benzer) ile elde edilen Kafkas orjinli etil alkol ve laktik asit fermantasyonlarının bir arada oluştuğu süt içeceğidir. Boyutları 0,5-3 cm arasında değişir ve fındık yada buğday tanesi büyüklüğünde beyaz, beyaz sarı arasında renklerde küçük karnabahar yağda patlamış mısır görünümündedir ve çok karışık mikrobiyolojik yapısı vardır.
Kefir üretiminde kullanılan kefir taneleri probiyotik özellik taşıyan laktokoksi, laktobasili, asetik asit bakterileri ve maya içerir. Bu bakteriler bağırsak mikroflorasını olumlu yönde değiştirerek bağışıklık sistemini güçlendirir.
Kefirin anavatanı Kafkaslardır. İlk kez Batı Asya'da Türkler tarafından yapılan ve günümüzde pek çok ülkeye yayılan fermente bir süt ürünüdür. Kafkasyalılar kefiri su yerine içmekte ve gençlik iksiri olarak kullanmakta. dirlar. Kafkaslardan dünyanın her yerine yayılan Türkler bu içeceklerini beraberinde dünyanın her tarafına götürmüşler ve yaymışlardır.
Kullanımı (içimi) ve hazmı çok olay olan kefir hücre yenileme özelliği ne sahiptir. Kefir özellikle bağırsaklardaki maddelerin küreselleşmesini önlediğinden ömür uzatıcı olduğuna inanılır. Kafkasyalılar kefirin yararlarını bildiklerinden çocuklarına da su gibi içirirler.
Kefirin faydaları
- İshali oluşturan patojenlerin bağırsaklarda yerleşmesini, çoğalmasını ve toksin üretmesini engeller.
- Nedeni bilinmeyen ishallerin iyileşmesine de etkindir.
- Besin zehirlenmesi yapan bakterilerin etkisini azaltır.
- İshalli hastalıkların tıbbi beslenme tedavisi için uygundur.
- Ülser tedavi edildiğinde kansere neden olan helikobakter pylerinin yerleşmesini önler.
- Konstipasyon ve irritable bağırsak sendromlarına iyi gelir.
- Probiyotik (kefir) alımıyla bağırsakta pH'nın düştüğü, kanser gelişimiyle ilgili nitroredüktaz, azoredüktaz, glikolik asit hidrolaz gibi enzimlerin aktivitelerinin azaldığı görülmüştür. Bu durum bağırsaklardaki karsinojen üretiminin azaldığının göstergesi sayılmaktadır.
- Probiyotik (kefir) alımının karsinojenesizde etkin olan ikincil safra asitlerinin düzeyini düşürdüğü gözlenmiştir. Epidemiyolojik çalışmalar düzenli probiyotik ürün tüketenler kolorektal kanser riskinin azaldığını işaret etmektedir.
- Sindirim organlarını saran mukozal zarlardaki lenfoid doku bedendeki lenfoid dokunun önemli bir bölümünü oluşturur.
- Lenfoid dokuda sentezlenen T ve B lenfositleri dışardan gelen antijenlere karşı baskılayıcı ve sitotoksik etki gösterir.
- Sindirim aygıtının yararlı mikroflorası lenfositlerin etkinliğini artırır.
- Kefir süt ürünü olduğundan kalsiyumdan zengindir.
- Bağırsaklarda probiyotik bakterilerin çoğalması çözünür, posayı fermente ederek kısa zincirli yağ asitleri ve laktik asit oluşturur, luminal pH'yı düşürerek kalsiyum ve magnezyum gibi minerallerin çözünürlüğünü sağladığından emilimi artırır.
- Alınan kalsiyum miktar ve biyoyararlılığın artması kemikten geri çekilen kalsiyumun yerine konmasında yardımcı olur.
Peynir hakkında bilgiler için bağlantıya gidin.
