Fındığı Çoğaltma tekniği
Tohum kullanılarak yapılan çoğaltma şeklidir. Tohumlar, soğuklama ihtiyaçları giderildikten sonra tüplere, viyollere, kasalara ya da yastıkları ekilir, çimlenme durumları takip edilir.
Tereyağının ilk kez nerede üretildiğine ilişkin bilgiler batılı kaynaklarda yer almıştır. Antik dönem kayıtları milattan önce 2500 -1400 yıllarına aittir. Bu kayıtlarda, Mısır'da vazo içinde tereyağının bulunduğu ve firavunun yemek listesinde tereyağının yer aldığı belirtilmektedir. Kutsal kitaplardan Genesis'te Solomon'un şarkısında tereyağı kelime olarak geçmektedir. Solon (M.Ö 484-424) kısrak sütünden yağ çıkarıldığını, Hipparates (M.Ö. 377) Trakyalıların inek sütünden yağ yaptıklarına eserlerinde açıklamışlardır. Antik dönemde tereyağından hekimlik ve kozmetik alanlarında yararlanıldığı da belirtilmektedir.
Ancak 1976 ve 2004 yıllarında yayınlanan iki kaynakta, sadeyağ ve tereyağının ilk üretildiği bölgenin Anadolu olduğunu ortaya koymuştur. Birinci kaynakta, Urartu kralı 2. Sarduri'nin ordusunun teçhizat listesinin besin maddeleri bölümünde sadeyağın bulunduğu açıklanmaktadır. İkinci kaynağın bulguları son derece önemlidir. Hititlerin başkenti Boğazköy' de yapılan kazılarda günümüzde halen kullanılan tufan olarak tanımlanan yayık bulunmuştur.
Yayıkta bulunan tereyağının yağ asitleri kompozisyonu da söz konusu araştırma kapsamında verilmektedir. Kazı sonucu elde edilen materyal milattan önce 5500'e diğer bir deyişle günümüzden yaklaşık 7500 yıl öncesine tarihlendirilmiştir. Bu sonuç, Anadolu'da tereyağı üretiminin antik dönemden çok daha eski olduğunu ortaya koymuştur. Ayrıca, kazılarda yayığın bulunması mevcut bilgilerimizi tamamen değiştirebilecek niteliktedir. Yayın varlığı organize olmuş, hayvan yetiştirmeyi bilen, hepsinden önemlisi teknoloji üreten ve kullanabilen Bir toplumun göstergesidir. Süt üretimi ve üretimin tereyağına dönüşümünün ilk kez anlatıldığı El-Ubeyit frizleri (Sümerler) milattan önce 3500-3100 dönemine aittir. Bu verilere dayanarak Anadolu'da süt ve ürünleri üretiminin Mezopotamya ve antik dönemden çok daha önce olduğunu ileri sürebiliriz.
Milattan sonra 5 yüzyılda Hindistan'dan Trakya'ya kadar uzanan bölgede tereyağının üretildiği bildirilmektedir. Aynı yıllarda Avrupa'da da tereyağ üretimi yaygınlaşmaya başlamıştır. Batı Avrupa'da tereyağı üretiminin yaygınlaşması İskandinav ülkeleri öncü rol oynamışlardır. 12 ve 14 yüzyılda Norveç ve İsveç'ten Avrupa'nın diğer ülkelerine tereyağı ticaretinin yapıldığına ilişkin kayıtlar bulunmaktadır.
19. yüzyılın ortalarına doğru, kaymak bağlatma yöntemi uygulanmaya başlamış ve tereyağı imalathanelerinin sayısı hızla çoğalmıştır. Süte kaymak bağlatma yöntemi ile tereyağı eldesi Antoin Prandtl ve C.J. Fuchs'un sütten kremayı santrifüj yolu ile ayırabilen kaymak makinesini bulması ile terk edilmeye başlanmıştır. Ancak kesintili çalışan bu makine, Gustav Patrick de Laval' ın sürekli çalışabilen seperatörleri bulması ile önemini yitirmiştir. Sonraki dönemlerde, geleneksel yayıkların yerine, büyük miktarda üretimi olanaklı kılan silindirik yayıkların kullanımı yaygınlaşmıştır. İlk yayıklar tahta malzemeden yapılmıştır. Bu yayıklarla birlikte malaksörlar da kullanılmaya başlanmıştır. 1935 yılında geliştirilen paslanmaz çelik yayıklar, zaman içinde tahta yayıkların yerini almıştır. Sürekli tereyağı üretimi 1940 yılında geliştirilmiştir. Üretimin kesikli olmaması ve kısa süreli olması nedeniyle bu yöntem hızla yaygınlaşmıştır.
Tereyağı hakkında bilgiler için bağlantıya gidin.