Jeomorfoloji: Ergene havzasının içinde yer alan bulunduğu arazi jeolojik zaman dilimlerinden "Eose'nin ortalarına kadar kara halindeyken sonradan deniz ilerlemesine uğramıştır.
Orta Oligosene kadar deniz olan arazisinde zemin zamanla ağırlaşmış eski basamak fayları aktifleşmiştir. Tersiyer dönemde oluşan formasyonlar sadece Çorlu-Yulaflı civarında kum ocaklarında görülebilmektedir.
Kuarterner dönemde, oluşan bazalt ve alüvyon formasyonları Karatepe civarında görülebilir. Çorlu-Karatepe civarında bulunan bazalt, bölgenin kırma taş gereksinimini karşılar.
En üst katmanda bulunan alüvyon ise ana derelerde kumlu ve siltli olarak bulunur. Alüvyonlar debinin azaldığı dere yataklarının genişlediği yerlerde ve en iyi şekilde derede gözlenir. Daha çok sel suları ile oluşmuştur.
Bulunduğu arazinin bugünkü genel görünümü, dalgalı müzikler şeklindedir. Eğim değerleri yüksek olmadığı için vadi derinlikleri 30 metreye geçmez.
Bununla birlikte arazinin engebesiz olması ve toprağın suya doyduğu zamanlarda sağanak yağışların görülmesi çamur baskınlarına sebep olmaktadır.
Yakın zamana kadar şehirde yollar uzun süre çamurluk kalmaktaydı. Jeolojik yapı, toprağın verimliliği üzerinde etkili olan bir faktör oluşturur.
Arazisi çöküntü bir yapıda olduğundan toprak kalınlığı bir hayli fazladır. Volkanik arazinin ve alüvyonların olması toprakların verimli olduğunu göstergesidir.
En yaygın toprak türü kireçsiz kahverengi orman toprağı olup bölgede az miktarda alüvyal topraklar ve tuzlu topraklarda vardır. Toprağının verimli olmasının sebeplerindendir.
Hidrografya: Şehrin ve topraklarının büyük kısmı Ergene havzası içerisindedir. Bölgede akarsular kuzey-güney doğrultusunda uzanır. Akarsu vadileri arasında kalan yerler tepelik alanlarını oluşturur.
Akarsular: bölgenin en önemli akarsuyu Çorlu suyudur. Bu dere ıstırancalarda boyacı çatalı mevkinden doğar, ramazandere ismi ile bir müddet batıya doğru akar.
Çerkezköy çıkışına Lefkedere ile birleşip Çorlu suyu adına alır. Bu dere, Güney yönünde ilerleyişi esnasında Sinandere, Kumluca gibi dereleri de kendine katarak Muratlı'nın kuzeyinde İnanlı köyünde Ergene ile birleşir. Çorlu suyu yazın azalır.
Bunun dışında, Kınıklı dere, Şerefli dere, Bağlar dere, İğneler, Velimeşe, Deli su, Havuzlar, Pınarbaşı, Esence, Ahi Ahmet, Kurudere, Yılanlı dere, bölgenin diğer akarsularıdır.
Ancak bu akarsular yağmur sularıyla beslenen akarsulardır ve yaz dönemlerinde kuraklık yaşandığı için yazın akarsuların debileri bir hayli düşer bazıları ise tamamen kurur.
Bu genellemeye uymayan tek akarsu bu deredir. Çünkü çevresinde kurulan fabrikalar yer altından çekip kullandıkları suları deresine boşaltırlar.
Böylece suyu yapay olarak düzenli bir akıma kavuşur. Ancak kirlenmiş olan bu akar suyun tarımsal ve evsel kullanımı oldukça güçtür.
Yapılan incelemeler dereden yapılan sulamanın verimi arttırmadığı, buna karşılık verim değerlerini azaldığını gösterir. Bundan dolayı burada çiftçiler ya yeraltı suyuna yönelirler ya da kuru tarım yapmayı tercih ederler.
Yeraltı suları: yerleşmenin bugünkü halini almasını en önemli fiziki faktör yeraltı sularıdır. Akarsuları yağmur rejimli olup yazın debileri bir hayli azalır.
Arazisinin en üst kısımlarında çakıl ve kum yoğunluklu bir yapı vardır. Dolayısıyla yüzey suları rahatlıkla dikey yönde hareket edip geçirimsiz tabakaya ulaşabilmektedir.
Bölgede yeraltı suyu ile yer üstü suyunun dağılışı paralellik göstermez. Yeraltı suları bakımından oldukça iyi durumdadır.
Tekirdağ ilinin içme ve kullanma suyunun yarıdan fazlası buranın toprakları altındaki akiferlerden karşılanır. Fakat yeraltı su seviyesi aşırı kullanımdan dolayı gün geçtikçe düşer.
Çorlu şehrinin su kaynakları sadece azalmakla kalmaz aynı zamanda kirlenme tehdidiyle de karşı karşıyadır. Topraklarının üst kısmı kum ve çakıl ağırlıklı olması, yüzey suyunun yer altına inmesini kolaylaştırır.
Yani fabrikalardan deşarj edilen kirli suyun, yeraltı su seviyesine düşmüş olan yeraltı suyuna karışma ihtimali fazladır. Çorlu'nun bitki örtüsü için buyrun buradan.
