Kalp ve damar hastalıklarının en iyi koruyucusu şarap

Kalp ve damar hastalıklarının en iyi koruyucusu şarap

Fransız paradoksu

Bugün hala dünyanın birçok ülkesinde insanlar açlıktan ve kötü beslenmekten hayatlarını kaybederken, gelişmiş olarak adlandırılan ve ellerinde sayısız gıda maddesi bulunan sanayi ülkelerinde insanlar uygarlıktan kaynaklandığı söylenen hastalıklardan ölmektedir. Her gün bilincini biraz daha fazla vardığımız bir şey varsa o da yaşanılan ciddi sağlık sorunlarının nedenlerinin yaklaşık yarım yüzyıldır Batı ülkelerine alışkanlık haline getirdiği beslenme şekline bağlı olduğudur.

Gelişmiş ülkelerde ölüm nedenlerinin çoğu, kalp damar hastalıklarıdır. Amerika'da ise bu nedenle meydana gelen ölümler 2/3 oranındadır. Ölüme yol açan kalp krizleri aynı zamanda başka hastalıklardan dolayı da meydana gelebiliyor (şeker hastalıği , oburluk veya yüksek tansiyon). Bu kalp krizleri genelde damar tıkanıklığından kaynaklanır. İçi ldl kolesterolden oluşan ve damar tıkanıklığına neden olan yağ depoları, bu damarların dayanıklılığını azaltır ve onların gerilmesine yol açar.

Kalınlaşmaya başlayan kan ise pıhtılaşarak bir arteri tıkayabilir. Bu oluşumu meydana geldiği bölgeye göre değişik tip patolojiler meydana gelmektedir. Coronerler yani kalbe kan pompalayan arterler seviyesinde meydana gelecek bir kalp krizi, beyne kan pompalayan arterleri kasılması ile meydana gelecek beyin kanaması riski ve göz retinası seviyesinde meydana gelecek bir pıhtılaşma da körlük riskini meydana getirecektir.

Yüzyıllardır Amerikalılar kalp ve damar yolları hastalıklarından çekmektedirler. 1990 yılında 1,5 milyondan fazla Amerikalı kalp krizi geçirmiş ve çeyreğinden fazlası ölmüştür. 60 yaşından daha genç olan kişilerin yüz yüze kaldıkları Bu hastalık nedeniyle dünyanın en güçlü devleti sayılan Amerika bu konuya el atmadan duramazdı.

Bir kereliğine büyüklük komplekslerini bir kenara atan Amerikalılar diğer ülkelerdeki ölüm oranları ve nedenlerini araştırarak bunun her yerde aynı olup olmadığını incelemeye bukoyuldular. 1980 yılında profesör Ducimetiere' nin 7000 insan üzerinde gerçekleştirdiği araştırma sonucunda Batı ülkeleri arasındaki farklılıklar ortaya çıkmış oldu. Özellikle de fransa'daki kalp krizlerinden ölenlerin sayısı Amerika'ya göre oldukça düşüktü ve bu rakam %36 ile %56 arasında farklılık gösteriyordu.

En şaşırtıcı olanı ise bu araştırmanın aynı yaşta ve aynı hastalıklardan mustarip kişiler arasında yapılmış olmasıydı. Bu kişilerin hepsi yüksek tansiyon, kolesterol ve şeker gibi hastalıklardan şikayetçi idiler. Böylelikle bilim adamları amerikalılarla aynı oranda yağ tüketiyor ve aynı oranda yüksek kolesterolleri bulunuyor olsa da Fransızların daha az kalp krizi geçirdiklerini ortaya çıkardılar.

Fransız paradoksu su yüzüne çıkmıştı! Çünkü yıllardır kolesterolden korkan ve paranoyaklaşacak kadar Besin maddelerinden yağı çıkaran Amerikalılar için bu sonuç oldukça karışıktı. 1990 yılında Dünya sağlık örgütünün istatistiklerinden şu sonuçlar çıkmıştır:

Yaşa göre ölüm oranları (100.000 insan için)

Ana arter sonucu ölenler Kandaki kolesterol %yağ tüketimi oranı 

ABD 240 2,09 46

Fransa 91 2,33 45

1981 yilinda dunya saglik örgütünün 20 değişik ülkede ve 40 ayrı merkezde yürüttüğü büyük Monica araştırması Avrupa'daki ölüm oranlarını karşılaştırmıştır. İşte bu yolla Fransız paradoksunu görmüş oluyoruz ve kuzey güney doğrultusunda bir eğim fark ediyoruz. Fransa'nın kuzeyindeki ölüm oranları Angola sakson ülkelerinin ölüm oranları ile benzerlik göstermektedir. Bir tek güneydeki Toulouse şehri koroner yetmezlikten gelen ölüm oranlarının ne kadar düşük olduğunu bize göstermektedir.

Dolayısıyla geriye bir tek bu paradoksu yorumlamak kalıyordu. Bu da epidemiyoloji tarafından gerçekleştirildi. Bu bilim dalı hastalıklarla risk faktörleri arasındaki ilişkiyi ya da daha doğrusu Bu ikisi arasındaki karşılıklı bağıntıyı araştırır. Beslenmenin içeriği tartışmasız bu farklılığı açıklamaktaydı. Bu epidemiyolojik araştırmalar bizi 4 Ana sonucu götürmektedir:

  • Ana haberlerden dolayı meydana gelen ürünlerin çoğu yağ ve taze süt ürünlerinin tüketimi ile eşit orantıdadır. Grafiklere baktığımızda daha fazla doğuymuş ya ve süt tüketen anglo sakson ülkelerde yani hayvansal gıda, bu ölüm oranı diğerlerinden daha yüksektir. Bu oran çoğunlukla balık tüketen Japonya'da ve sık sık zeytinyağı kullanıp az ya da neredeyse hiç süt tüketmeyen Akdeniz ülkelerinde daha düşüktür.
  • Yine içine doymuş yağ bulunan peynirlerin bu grafikleri etkilemediğini vurgulamalıyız. Bunun nedeni ise herkes tarafından bilinir. Peynirlerin içindeki yağ bağırsaklar tarafından tam olarak emilemez. Bunun nedeni ise bu yağların kalsiyum ile bir tür sabun oluşturması ve dosdoğru dışkıyla atılmasıdır. İşte bu nedenle büyük bir peynir tüketicisi olan Fransa bu grafiklerde iyi konumdadır.
  • Ana arterlerden dolayı meydana gelen ölümler meyve, sebze ve bitkisel yağ oranı ile tersten hareket eder
  • Aynı şekilde bu ölümler alkol tüketimine göre tersten hareket etmektedir. Ve bu alkollü içeceklerin arasında bir tek şarap açık bir şekilde Bu hastalıkları ve ölümleri engellemektedir.

Bir başka deyişle, bir ülkede kişi başına ne kadar çok şarap tüketilirse kalp ve damar yolları hastalıkları düşük olacaktır. Eski kaşar gibi yağlı peynirleri olan Akdeniz ülkelerindeki grafikler, çok net bir şekilde (Fransa, Yunanistan, İtalya ve İspanya) zeytinyağı ve şarap üreticisi ülkelerin ölüm oranlarının daha düşük olduğunu göstermektedir.

Tam tersine anglo sakson ülkelerde ve özellikle Kuzey ülkelerinde bu oran ve risk 3 kat ölüm oranı ise 4 kat daha fazladır ve bu bize Finlandiya ile Fransa arasındaki farklılığı göstermektedir. Grafikler sayesinde elde edilen sonuç ilginçtir. Bir ülke ne kadar az şarap tüketirse kalp krizi oranları bir o kadar artacaktır.

Dolayısıyla ortaya çıkan bu dört etkenden tartışılmaz olarak en çok şarap tüketimi Fransız paradoksunu açıklamaktadır. Özellikle meşe fıçıda bekletilen şaraplar daha faydalıdır.

İşte profesör Renaud da 1992 yılında en önemli tıbbi dergilerden biri olan Lancet'e bu açıklamayı yapmıştır. Yine aynı şekilde vardığı bu sonucu 17 Kasım 1991 yılında Bir Amerikan televizyonuna da yapmıştır. İşte bu program Amerika'ya bir bomba etkisi yaratmış ve o günden bu yana şarap tüketimi bu ülkede oldukça artmıştır. Şarap hakkında bilgiler için bağlantıya gidin.