Fındığın morfolojik ve biyolojik özellikleri

Fındığın morfolojik ve biyolojik özellikleri

Fındığın morfolojik ve biyolojik özellikleri

Morfoloji özellikler

1.kök

Mevcut kültür çeşitlerini oluşturan Corylus avellena’ nın kökleri saçak şeklindedir, fazla derine gitmez (60-80 cm) ve genellikle kökler taç izdüşümüne kadar gelişir. Kök gelişmesi meyilli arazilerde ocakların üst tarafında az; yan ve alt taraflarda ise daha fazladır. Kurak koşullarda kök gelişimi daha derine iner ve daha geniş daire çizer. Türk fındığı olarak bilinen ve ağaç şeklinde gelişen Corylus colurna ise derine giden kazık kökü ile su kısıtı olan arazilerde, geçit bölgelerinde bile yetişmektedir. Bu nedenle küresel ısınma ve iklim değişikliği açısından anaç olarak kullanılabilme avantajına sahiptir.

2.Gövde

Kültür çeşitlerini oluşturan Avrupa fındığı yüksek çalı formunda gelişir ve çeşitlere göre değişmekle birlikte 3-5 metre kadar boylanır. Fındık çeşitleri arasında büyüme kuvveti, bitki habitusu ve dip sürgün oluşturma eğilimi bakımından da farklılıklar vardır. Büyüme kuvveti çakıldak, kargalak, kan ve ince Kara çeşitlerinde zayıf; tombul, Palaz, foşa, kalınkara, uzunmusa, sivri ve yuvarlak badem çeşitlerinde orta; mincane, cavcava ve yassı badem çeşitlerinde ise kuvvetlidir. Bitki habitusu dik-yayvan arasında değişmekle birlikte Türk fındık çeşitleri genellikle yarı dik ile yayvan arasında değişir. Sürgün sıklığı Palaz, çakıldak, cavcava, uzunmusa, kargalak, sivri ve yassı badem çeşitlerinde sık; tombul bir gül foşa, mincane, kalınkara, kan, incekara ve yuvarlak badem çeşitlerinde ise orta düzeydir. 

Türk fındığı ise 22 metreye kadar boylanabilen ağaç şeklinde gelişir. Büyüme kuvveti güçlü olup bitki habitusu değişkendir.

3. Sürgün

Tomurcukların patlamasından sonra yaprak organlarının açılımı çok hızlıdır. İki haftadan daha az bir sürede tomurcuğun açıldığı gözlenir. Takip eden ay boyunca, daha önceden çıkmış yapraklar gelişimlerini tamamladığı sırada genç sürgünün uzaması hızlanmaktadır. Mayıs sonu ile Haziran başlarında daha yavaş bir büyüme gözlenir. Daha sonra meyveli sürgünlerin büyümesinde duruma gözlemlenmektedir. Bu zamanda sürgünlerde büyüme tepeciği faaliyetini durdurur. Buna karşın çoğu, önceki senenin sürgünleri üzerinde bulunan en güçlü sürgüler Haziran ayı ortalarından itibaren hızlı bir büyüme gösterirler. Bunların büyüme tepecikleri, yeni oluşmuş sürgünde yeni yapraklar vererek işlevini sürdürürler. Uzama hızının yavaşlamasından sonra, yaz mevsimi esnasında, genellikle temmuz ayı ortalarından itibaren tepecikleri hızlı ya da yavaş şekilde dökülmektedir. Buna karşın kök gövdesinden ya da gövdeden çıkan güçlü sürgünler yaprak dökülünceye kadar büyümelerini sürdürür.

4. Tomurcuk

Haziran ayından itibaren yıllık sürgünlerin yaprak koltuklarında görülmeye başlarlar. Tomurcuklar Haziran ayında gelişmeye başlar. Yeşil ya da kırmızı trak yeşil renkte ve yumurta biçimindedirler. Yaprak tomurcukları ve dişi çiçek taşıyan karışık tomurcuklar çiçeklenme dönemi dışında birbirine çok benzerler. Bununla birlikte çiçeklenmeye doğru karışık tomurcuklar daha küt ve iri görünürler.

5. Yaprak

Yuvarlak veya hafif uzunca ve genellikle kalp şeklindedir. Yaprakların sürgünler üzerindeki duruşu almaşıklıdır. Yaprak sapları kısadır. Fındık yaprakları 10-12 santimetre uzunluğunda ve 8-10 santim genişliğindedir. Yaprak kenarları dişli yapıya sahiptir. Yaprakların alt yüzeyleri hafif tüylü ve mat; üst yüzeyleri açıktan-koyuya kadar değişen yeşil rengi sahiptir. Yapraklar kısa bir sap ile sürgüne bağlanırlar. Yaprak damarları üst yüzeyde içe doğru girintili, alt yüzeyde ise çıkıntılıdır.

Çiçek ve meyve özellikleri ile döllenme biyolojisi

Fındık, tek evcikli bir bitki olup erkek ve dişi çiçekleri aynı bitki üzerinde fakat farklı yerlerde bulunmaktadır.

1. Erkek çiçekler

Püs, püskül, kedicik veya şeton adı verilen erkek içecekler Haziran ayı içerisinde yıllık sürgünlerin üzerindeki yaprak koltuklarında tek veya gruplar halinde gelişmeye başlar. Başlangıçta renkleri yeşil, gelişmesi ilerledikçe açık yeşil ve fenerleme esnasında da açık sarı renk alırlar. Fenerlenmesi sonra eren püslerin renkleri kahverengileşir, esmer renk alır ve dökülür. Gelişmiş ve fenerleme durumuna gelmiş erkek çiçek başakları (püsler) çeşitlere göre değişmekle beraber 6-10 cm boyunda olup her bir çiçek başağında 200 civarında çiçek bulunmakta ve olgunlaşmış bir püs 5,5 milyon dolayında çiçek tozu yayabilmektedir. Olgunlaşan püsler Kasım ayından itibaren çiçek tozu yaymaya (fenerleme) başlar. Fenerleme en erken çakıldak çeşidinde (10-20 Aralık) başlamakta diğerleri de bunu takip etmektedir. Çeşitlere göre değişmekle beraber çiçek tozu yayılmaları Şubat sonu ile mart ayı ortalarına kadar devam etmektedir.

Fındık poleni 20-30 mikron büyüklüğünde olup, üçgen veya elipsoid şeklindedir. Bu polen, %5 nişasta, %5 şeker, %30 protein, %20 nükleik asitler, %5 su ve kalanı ise yağ, pigmentler, selüloz ve değişik elementler içerir.

2.Dişi çiçekler

Karanfil adı verilen dişi çek kümeleri daha çok bitkinin yan dallarında bir tepe tomurcuğu veya yan tomurcuk olarak Haziran ayında gelişmeye başlar. Dış görünüşleri yumurta biçiminde olan tomurcuklar birbiri üzerine binmiş pulcuklardan meydana gelmiş ve her pulcuk bir brakte yaprağı ile iki çiçekten oluşmuştur. Bir dişi çiçek kümesi 4-24 pistil içermektedir. Stickman sayısı en az Palaz ve kargalak türlerinde 14, en fazla cavcava türünde 28 tanedir. Bir çift pistil bir çiçeğe karşılıktır.

Gösterişsiz olan dişi çiçekler gelişmelerini Kasım ayından itibaren tamamlanmaktadırlar. Karanfil açım zamanı ekolojik koşullara göre değişmekle beraber en erken kargalak, kalınkara ve uzunmusa çeşitlerinde 10-20 Aralık'ta, en geç foşa, kuş, mincane ve ince Kara çeşitlerinde 20 - 30 ocak'ta gerçekleşmektedir.

Başlangıçta açık renkli olan stigma, daha sonra koyu kırmızı renk alır ve bu koyu kırmızı uç safhasından sonra çiçek tozu kabul edilebilir olgunluğa ulaşmış olur. Ancak bu dönemde bile yumurtalık tam olgunlaşmamıştır. Çiçek tozu kabul etmemiş olan karanfiller kırmızı renklerini 40 gün kadar muhafaza edebilmektedirler. Karanfiller çiçek tozu kabul edilebilecek olgunluğa gelmelerinden itibaren Optimum çiçek tozu kabul etme süresi 15 gün olup 30 güne kadar çiçek tozu kabul edebilir. Çiçek tozu kabul etmiş olan karanfiller bir hafta içerisinde kırmızı renklerini kaybederek esmerleşir.

Yumurtalık iki bölmelidir. Her bir bölme içerisinde bir tohum taslağı bulunur. Genel olarak bunlardan bir tanesi gelişir diğeri dumura uğrar. 2 tohum taslağı döllenip gelişirse çift içli fındık meydana gelir. Tohum taslağı gelişimi Haziran ayı içerisinde başlayıp yaklaşık bir buçuk aylık bir süre içerisinde gelişmesini tamamlamaktadır.

3. Tozlanma ve döllenme biyolojisi

Fındık, tek evcikli bir bitki olup erkek ve dişi çiçekleri aynı bitki üzerinde fakat farklı yerlerde bulunmaktadır.

Genel olarak fındık çeşitlerinde kendine uyuşmazlık görülmektedir. Yüksek oranda meyve tutumu için erkek ve dişi çiçeklerin açım zamanları birbirine denk düşen ve aynı şekil grubundaki çeşitlerle çeşit karışımı yaparak bahçe kurulması önerilmektedir. Erkek ve dişi çiçeklerin açılım zamanlarının birbiriyle uyumları ekolojik koşullara bağlı olarak da değişiklik göstermektedir. Aynı çeşitte bazı yıllar erkek ve dişi çiçekler aynı zamanda açarken bazı yıllar erkek çiçekler önce açabilmektedir. Bu nedenle karşılıklı tozlanma daha fazla meyve tutumu sağladığından, bahçede iyi bir çeşit karışımın yapılması önerilmektedir. Tozlaşıcı çeşidin esas çeşidi oranı 1/8 ile 1/24 arasında olabilir. Tozlayıcı seçimine dikkat edilmesi gereken noktalar şunlardır:

  • Uygun zamanda çok sayıda ve uzun süre çiçek tozu yayabilmeli,
  • Ana çeşide çimlenme kabiliyeti yüksek çiçek tozu vermeli,
  • Ana çeşidin meyve bağlamasına ve iç gelişimine olumlu etki etmeli,
  • Çiçek tozları doğal şartlarda uzun süre canlılığını muhafaza edebilmeli,
  • Pazarda tutulan, yüksek verimli ve aynı şekil grubundan olmalıdır.

Fındıklarda çiçeklenme ve meyve tutumu diğer meyve türlerine göre çok uzun sürer. Kasım ayından itibaren çiçek açmaya başlamakta ve çeşitlere göre değişmekle beraber çiçeklenme mart ayı ortalarına kadar devam etmektedir. Püslerin olgunlaşması ve anterlerin patlaması ile etrafa yayılan polenler Bir şeycik tepesi üzerine rüzgarla taşınmaktadır (Anemofil).

Tozlanmanın olduğu bu periyotta dişi çiçekte eşey organları henüz oluşmadığından dişicik tepesi (stigma) üzerine gelen çiçek tozları burada çimlenip kısa bir çim borusu oluşturarak yumurtalık tavanana kadar uzantı oluşturur. Yumurtalık tavanına ulaşan çim boruları dişi eşey hücrelerinin gelişmesine kadar 3-5 ay sakin bir devre geçirerek beklemektedir. Ancak ilkbaharda, mayıs ayına doğru havaların ısınmasıyla olgunlaşan yumurtalık çim borusunun yeniden hareketlenmesini sağlar. Yeniden hareketlenen çim borusu uzayarak döllenmeyi gerçekleştirir ve böylece iç teşekkül etmeye başlar.

Yapılan bir araştırmada, fındıklarda çiçek tozlarının çimlenme oranı %35-90 arasında değiştiği saptanmıştır. En yüksek çimlenme oranı %87,5 ile foşa çeşidi, en düşük çimlenme oranı %35,9 ile sivri çeşidinde görülmüştür. Çiçek pestilleri üzerindeki polenlerin çimlenmesi üzerine pek çok faktörler etki yapmaktadır. Çimlenme başarısı iklim ve bakım koşulları yanında özellikle kalıtsal faktörlere bağlıdır. Dişi çiçeğin stylus kısmına nazaran stigma kısmı daha uzundur. Üst yüzeyleri girintili, çıkıntılı olup çiçek tozu kabul edebilme yüzeyleri geniştir. Polenler, stigma üzerinde çimlendikten sonra çiçek tozu çim borusu, stylus içerisindeki doku demetleri içerisine girer ve giriş, stigma içerisindeki hücreler arası yolla olmaktadır. Çiçek tozu Çin borusunun iletken dokuda ilerlemesi ve dişicik borusunun tavanına ulaşması yaklaşık 10 gün sürer. Bu süre polenlerin çimlenme kabiliyeti ve çevre ısısına göre de değişebilir. Stigma üzerine ulaşan çiçek tozlarından ancak birkaç tanesi dişicik borusunun tabanına kadar ulaşır ve dölleme olayında rol oynar. Bu nedenle polenlerin miktarından çok kalitesi önemlidir. Stylusun tabanına ulaşan çiçek tozu Çin borusu dinlenme periyoduna girer. Çünkü yumurtalık teşekkür etmemiş ve bir doku yığını (primordium ovarien) halindedir. Dişi çiçekler tozandıktan sonra bu doku yığını gelişerek yumurtalık halini alır. Başlangıçta yavaş gelişme gösteren yumurtalık ortalama olarak Nisan ayının sonuna kadar normal hacminin ancak %10'u kadar gelişme gösterir ve mayıs ayı başından itibaren hızlı bir gelişme periyodu içerisine girer. Gelişmenin %90'ı, takip eden 3-4 hafta içerisinde gerçekleşir. Bu gelişmenin sonunda iki tohum taslağı oluşur. Tozlanmadan yumurtalığın gelişmesine kadar 3 - 5 ay gibi bir süre geçer ve çimlenen çiçek tozları stylusun tavanında sakin olarak yumurtalığın gelişmesini bekler. Haziran ayından itibaren oluşan tomurcuklardaki tohum taslaklarından genellikle bir tanesi döllenir ve gelişir, diğeri dumura uğrar. Eğer her ikisi döllenip gelişirse çift içli fındık meydana gelir.

Fındık çeşitlerinde genellikle erkek veya dişi çiçekler aynı zamanda olgunluğa ulaşmazlar. Çiçeklenme zamanı; çeşide, yetişme yerine ve mevsime bağlı olarak değişiklik gösterir (protogyny, protandry ya da homogamy).

4.Meyve

Fındıkta meyve içerisinde tohumu barındıran yapılır. Endokarpın sertleşmesi ile sert kabuk meydana gelir. Meyve kabuğu ile ilgili olarak kabuğun kalınlığı, rengi, tüylülüğü, ışınlı ya da çizgili oluşu çeşitlere göre değişmektedir. Yine çeşitlere göre meyve boyutları ve şekli de değişmektedir. Kabuklu tohum arasındaki boşluk bulunup bulunmaması sanayi için önem taşımaktadır. İçini tam doldurmuş meyve vurgun içe neden olduğundan istenmez. Diğer yandan bu boşluğun fazla olması randımanı düşürdüğünden yine istenmez.

Yeterince gelişme gösteren, kabuğu doldurmuş, küf böcek ve benzeri zarara uğramamış meyvelere sağlam meyve bunların dışında kalan meyvelere kusurlu meyve denir. Kabuğu iyi doldurmuş, buruşuk olmayan meyveler dolgun içli, kabuğu iyi doldurmayan, normal iriliğe oranla küçük ve buruşuk görünüşlü ve genellikle yavan lezzeti olan meyveler de buruşuk içli meyvelerdir.

Çiçek salkımı (Çotanak), çiçek ekseni üzerinde yerleşmiş çok sayıdaki çiçeklerden oluşmuştur. Bazen bu çiçeklerin ovaryumları birbirine çok yakın gelişerek belirli ölçüde kaynaşır. Bu şekilde oluşan meyvelere çoklu meyve denir. Gelişmiş iki yumurta hücresine sahip olan meyvelere çift içli meyve denir. Meyve süturunun uçtan birleştiği yer yarılıyorsa çıtlak meyve adını alır.

Bütün fındıklarda yenilebilen iki parçalı kotiledonlardan meydana gelen ve embriyo'yu bulunduran iç, dış kabuğun şekline uygun yuvarlak, basık, sivri veya uzun şeklindedir. İçin dış kısmı çeşitlere göre açık kahverengi, kahverengi veya kırmızı ince bir zarla örtülü ve üzerinde göbek bağı bulunmaktadır. Tohum kabuğu (testa) olarak adlandırılan ve iç meyveyi dıştan saran zar çeşitlere göre değişmekle beraber içten kolay veya zor ayrılmaktadır. Testanın tohumdan ayrılma durumuna beyazlama adı verilmektedir. Yine testanın renk, parlaklık, pürüzlülük ve kalınlık özelliği de değişmektedir. Testa pürüzlülüğü ya da testanın kabuğa yapışık olma durumuna da testa sakallılığı denir. İç boyutları çeşitlere göre değişmekle beraber çotanaktaki meyve sayısı da bu durumu etkilemektedir. Birleşen iki meyve yaprağının arasına kalabilen boşluğa göbek boşluğu denir.

5.Zuruf ve çotanak

Çanak yaprakların farklılaşıp gelişmesi sonucu oluşan, fındık meyvesini dıştan saran yeşil renkli kapsüle zuruf denir. Zurufun boyu, yabancı çeşitlerde genellikle meyve boyundan kısa ya da aynı, Türk çeşitlerinde ise bazı çeşitlerde meyve boyunu kısmen aşmakta, bazı çeşitlerde ise meyve boyunun birkaç katı büyüklükte olabilmektedir.

Gelişmiş olan zuruf yeşil renkli olup hasat olumunda tavandan itibaren sarımtırak ile kırmızı ile kahverengi renk alır. Çeşitlere göre değişmekle beraber zurufun uçları az veya çok derin dilimli ya da boru şeklinde çok parçalı olabilir. Yine zürafın tüylü durumu ve salgı bezlerinin yoğunluğu da çeşitlere göre değişiklik göstermektedir.

Üzerinde bir ya da daha fazla zuruflu meyve bulunduran yapıya Çotanak denir. Çotanaktaki meyve sayısı bir çeşit özelliğidir. Her Çotanak küçük bir sap ile yıllık sürgünlere bağlı bulunmaktadır. Bir çiçek salkımında (çotanakta) oluşan çiçek sayısının tamamı tozlanıp döllenirse sağlam içli meyvelere sahip tam çotanak elde edilir. Eğer oluşan çiçeklerin tamamı tozlanmazsa eksik meyve sayısına sahip çotanak oluşur. Çotanakta oluşan çiçeklerden sadece birinin meyveye dönüşmesi çotanağın dalda kalması için yeterlidir.