Portakal reçeli, kabuğundan ve havuçlu
Sonbaharın kışa dönüştüğü, güneşin az görüldüğü bir zaman diliminde,içimizde beliren belli belirsiz hüznü yaşarken,canlılığı, cıvıl cıvıl turuncu rengiyle portakal,yaşanılacak günlerin pek de,kasvetli olmayacağını müjdeler sanki. Renkli görüntüsü ve C vitamini olma özelliği ile portakal, kış mevsiminde yanımızda olan, bizi hastalıklardan koruyan bir dost olarak düşünebiliriz. Unutmadan portakal bahçeleri arasına koyulan kovanlardan üretilen narenciye balı ürünümüze de göz atınız! Anayurdu Himalaya sıradağlarının güneyindeki ülkelerdir. Yazılı kaynaklara göre, Hindistan ve Çin'de keşfedilmiştir Araplar ona 10 yüzyılda Afrika yayılmışlardır. 15 yüzyılda cenabı Allah ve portekizliler Akdeniz havzasının batısına taşınırken, 1453’ den sonra Kristof Kolomb onu yeniden yeni dünyaya götürmüştür. Sıcak bölgelerde yetişen ağacı, Güney Amerika, Akdeniz ülkeleri, Avustralya, Ege ve Doğu Karadeniz bölgelerinde yetişir. Mersin ve çevresinde oynanan zeybek türü türkü halk oyununa portakal zeybeği denir. Bu oyun daha çok portakal mevsiminde ve ürünün bol olması amacıyla, kızlar tarafından oynanır. Bazı yerlerde kaşıklı ya da kaşıksız olarak erkekler de oynar. Portakalım tekerlendi, yedik sıra şekerlendi sözleri ile baştan bir türküde söylenir.
“Portakalı soydum başucuma koydum ben bir yalan uydurdum.” Çocukluğumuzda oyunlara başlarken söylediğimiz bu tekerlemeyi bilmeyeniniz yok gibidir.
Hangi üstünde yapılırsa yapılsın, portakaldan reçeli oldukça lezzetlidir. .Kimileri sadece kabuğundan yapar, kabuğu ile içini pişirenler de olur. Cam kavanozların içinde, parlak turuncu renkte görünen portakal reçeline baktığımız zaman, karamsar biri olsam içim açılır. Hatta zaman bulur da bu reçeli kendimiz yaparsak ,daha kabuklarını soyarken baştan mutlu olma süreci! Hissettiğimiz kokusu, yaşanacak güzelliğini anlatır gibidir. Zaman zaman da, yaşanmışlıkları anımsatıcı…
Reçel yapması bazen imkansızlar varken çözülmesi zor bir problem gibi düşünülse de, insanın tadı ulaşma çabası, zekasını daha kıvrak bir hale getiriyor. Elektronik mühendisliği öğrencisi olan dansçı arkadaşımız, ısınmak için yanan elektrikli sobasını yatay konuma getirip üzerine ızgara yerleştirerek, ocak gibi kullanmamız sağladı. Böylesi bir kullanımı onun mühendisi bilgisine de güvenerek ,endişe duymadan kabul ettim elbirliği ile portakal reçeli yapma macerasına başladık.
Portakal kabuğu reçeli tarifi
Malzemeler;
Mümkünse verandalı bir ev ve adı Fatma olan bir anneanne tavsiye ediyorum. Bence işin en önemli bölümü bu!
Yeteri kadar Yafa cinsi portakalı.
1 kilo portakal için 1 kilo şeker.
Yeteri kadar içme suyu.
Yarım limonun suyu.
Yapılışı:
Portakalları yıkayıp kuruladıktan sonra, soymadan önce biraz rendelemek gerekiyor ki acısı gitsin. Sonra kabukları bir güzel soymalıyız. Soyulan kabukları 1,1 buçuk parmak eninde şeritler halinde kesip, bir yorgan iğnesi marifeti ile, bir yorgan ipliğine dizmeliyiz. Ama bu ipe dizme işlemi öncesinde portakal kabuğu şeritlerini, tıpkı bir saat zembereği biçiminde kavurmalı ve iğne mizi, oluşan eksenin tam ortasına batırıp, ipliği oradan geçirmeliyiz.
Sonra, üzerinde yan yana portakal kabukları dizili bu yorgan ipliklerini, yukarıda sözü edilen bahçe içindeki evin verandasında basmamız gerekiyor. Güneş altında birkaç saat asılı kalan portakal kabukları zemberek biçimini koruyacak kadar sert geçecektir. Sonra bu kabuklar iplikleri ile birlikte birkaç kez haşlayıp sularını dökmeliyiz. Kabuklarını acılığı böylece tümüyle gidecektir.
Daha sonra, 1 kilo portakal kabuğu için 1 kilo toz şekeri tencereye döküp üstünü örtecek kadar su dökmeli, yarım limon suyu eklemeliyiz ki şurup kesilmesi. Şekerli limonlu su kaynayınca, bir kaşığın ucuyla tabağa alıp iki parmağımızın arasında kıvamını kontrol ediyoruz. Parmaklarımız hemen ayrılmıyorsa, şurup kıvamına geldi demektir. Yoksa, biraz daha kaynatmalıyız. Daha sonra, ettiklerinden çıkardığımız portakal kabuklarını şurubu ekleyip, biraz daha kaynatıyoruz. Ayrıca ürettiğimiz ayva reçeli de harika lezzete sahiptir. Denemenizi öneririz